29 Eylül 2010

"Vodafone | Çevir Kızı Yanmasın" ve Coca-Cola Zero ile Lamborghini Kazanmaya Hazır Mısın?


Bugün Vodafone'un dijital kampanyasını gördüm. Aklıma hemen  "Coca-Cola Zero ile Lamborghini Kazanmaya Hazır Mısın? " kampanyası geldi. Bu tür reklamlarda gerçek insanlar ve flash uygulamarının dengeli kombinasyonu kullanılıyor. Coca-cola'nın kampanyasında Lamborghini yıkıyorsunuz... Oyun bitince Zero'nun kapağındaki şifreyi girip çekilişe katılıyorsunuz. Bence kampanya doğru planlanmış ve marka değerini yükseltiyordu. Bu nedenle de başarılı bulmuştum.

Peki ya Vodafone'un kampanyası??

Genel olarak yukarıda gördüğünüz insanları maşa ile çevirip çevirip duruyorsunuz. Amaç bronzlaşmaları ama yanmamaları..
Peki hedef ne? Mesaj ne?
Bu kampanya Vodafone'un marka değerini yükseltiyor mu? - Bence hayır..
Kurumsal kimliğini yansıtıyor mu?  - Bilemiyorum, inşallah yansıtmıyordur. Bende güzel bir imaj yaratmadı çünkü.
Bir süre sonra TV programlarında bu kampanyanın yetkililerini göreceğiz, uzun uzun ne kadar başarılı olduklarını tık sayısı ve sosyal medyada ne kadar yer aldıklarını anlatacaklar.
Benim etrafımdakilerden edindiğim izlenim; tıklanma nedeni Vodafone'un kampanya hedefinin anlaşılamaması, post edilme nedeni oyunun özellikle erkekler için eğlenceli ve kısa olması... 
Benim anlamadığım ulvi bir amaç var ise biri bana söylesin..Hemen ilgili açıklamayı yayınlarım..

28 Eylül 2010

Ve üçüncü adım: servisler...

Digiturk sadece bir örnek, arabayı servise verdiğinizde, devamlı eğitimden geçen kalifiye elemanların, sanayideki çırak ilişkisiyle öğrenmiş biri kadar bile bilgi sahibi olmadıklarını gördüğünüzde ne düşünüyorsunuz?

Ben önce kızıyorum, sonra eğitimleri için dökülen onca paraya acıyorum. Servislerin amacı artık sizin arabanıza bakım yapmak, tamir etmek değil. Önce üretim bandında yönergeleri okumayanların hatalarını servislere gelen araçlar üzerinde gizlice düzeltmek. Ayrıca bir şekilde oraya gelenlere ek masraf çıkartabilmek. En kolay yolu polen filtresi, yağ filtresi ve balata değiştirtmek. Bunların hiçbiri olmazsa rot balans ayarına geçiyorlar. Bu yüzden ürün eğtimi yerine müşteri ilişkileri, satış teknikleri vs. eğitimlerine ağırlık veriliyor.

Biraz birşey bilip sorgularsanız, "yolda kalırsanız bilemem " ,"bir de eşinize sorun" gibi tehditkar bir cümle ile karşılaşıyorsunuz. Çünkü kadınların araba kullanma hakları olmadığı için servise götürdükleri arabalardan da anlama şansları yoktur. Farklı markalarda araba kullandım, birkaç servis dolaştım,durum hep aynı. Peugeot marka arabam varken Üsküdar'daki Açı otomotiv'e götürdüm. Bakım yapılacak, görevli bana lüzumsuz birçok şey değiştireceğini söyledi. Ben gerek olmadığını söyleyince, "aaa telefonu varmış burada, neyse eşinize soralım" diyerek yüzüme kapattı! Buraya dikkatinizi çekmek istiyorum; Arabanın sahibi benim, ruhsatı benim üzerime ve ben kullanıyorum, terbiyesizliğe bak! Tabii 1 saat içinde önce arabamı oradan aldım sonra gerekli yerlere söylemem gerekenleri söyledim. İşin komiği o kadar bilgisizdi ki parça değişimi için alakasız nedenler sıralıyordu.
İsofix bağlantısı olmayan çocuk koltuğuna isofix bağlantı paketi satmalar, değiştirdiğini söylediği parçaları değiştirmemeler, 50 TL'lik malzeme için 70 TL işçilik ücreti istemeler daha neler neler... (Bu başka bir serviste oldu)

Okumamama, öğrenememe, işini önemsememe sorunlarımızı çözsek ne güzel olurdu...

Ve iki: Ürünü tanımayan servisler...

Kritik bir soru daha sorayım, ürünün montajına gelenler neden ürün hakkında bilgi sahibi değillerdir?

2003 yılından beri Digiturk üyesiyim, info alanındaki kaydırma çubuğunun hangi tuşlarla kullanıldığını montaja gelen 2 ayrı servise (taşındığım için 2 kez montaj yapıldı) , arıza için gelen 2 servise ve aklıma geldikçe Digiturk tabelası olan yerlere sordum. Hiçbiri bilmiyormuş! Ben kullanma kılavuzunu okudum, orada da yok. Son çağre tüm tuş kombinasyonlarını deneyince buldum. Kimse bilmediğine göre sanırım bu çok gizli bir bilgi! :) İsteyene 2 ayrı kumandada nasıl yapıldığını anlatabilirim. :)

20 Eylül 2010

Üç adımda sorunlar: Kullanma kılavuzları

Kullanma kılavuzu neden yazılır?
  • Bir ürünü daha rahat kullanabilmek için.
  • Ürünün fonksiyonlarını daha doğru ve pratik kullanabilmek için.
  • Kullanıcı hatalarını engellemek için vb...
Peki neden aldığımız ürünün kullanma kılavuzu ilk günkü gibi poşetinde durur ama satan firmanın çağrı merkezleri hatalı kullanımdan zarar gören ürünlere destek vermek için meşguldür? İki nedeni var; birincisi okumama hastalığımız burada da iş başında, buna bağlı olarak ikincisi, firmalar zaten okunmadıklarını bildikleri için şeklen kılavuza benzer içinde olması gereken hiçbir bilginin olmadığı fotokopi kağıtlara kılavuz diyorlar. Okusanız da bir işe yaramıyor. Yurt dışından gelen ürünlerin kılavuzlarıyla, türkçe kısımlarını karşılaştırırsanız, hangisi daha açıklayıcı?
"Ne kadar zor olabilir ki? Canım bunun için kılavuza mı bakılır" diyenleri, özellikle IKEA marka ürünlerin montajına davet ediyorum! Kılavuza bakmadan doğru yapmanız şansa kalmış. IKEA çılgınlığı bize yönerge takip etmeyi, kılavuz okumayı öğretecek. Bir de kılavuz hazırlayanlara örnek olsa....