15 Ağustos 2010

SSM'DE ÇOCUKLAR İÇİN İSTANBUL OKULU,2010 Avrupa Kültür Başkenti:İstanbul

2010 çerçevesinde birçok etkinlik yapılıyor. İstanbul'da olmamıza rağmen ya son anda duyuyoruz ya da zaten beklediğimiz etkinliğin afişinde bir adet İstanbul 2010 logosu görünce anlıyoruz.


İstanbul dışında oturanlar Kültür başkenti etkinlikerini nasıl takip edebilirler? Haberleri oluyor mu bilemiyorum. Bu kadar tanıtım bütçesi olan ve internet mecrasını bu kadar az kullanan az bulunur.

Kurumların kendi tanıtım, broşür vs. tasarımları Ajansın hazırladıklarından kat kat etkili ve güzel.Örneğin İstanbul bu kadar renkli ve canlıyken, bulunmaz görsel şölen sunarken, neden puslu İstanbul siluetinden ayıraç yaptırılır ya da kahverengi A5 defter?? İnsan kendi kendine sormadan edemiyor doğrusu....

Yetişkin etkinliklerinin yanında az sayıda çocuk etkinlikleri de var. En azından biz blog yazarları olarak, onları duyurmalarına yardımcı olalım. Benim rastladığım güzel bir etkinliğin kurumdan gelen tam metni ile yazıyorum.
Bence bu fırsat kaçmaz ..

İstanbul’un 8000 yıllık tarihi çocukların elinde canlanıyor.


Sakıp Sabancı Müzesi Efsane İstanbul Sergisi ile 2010 Avrupa Kültür Başkenti projelerinin en önemlilerinden birini gerçekleştirirken çocukları da unutmadı. Yaşadıkları şehri sevip koruma bilinci geliştirmelerinin, onu çok iyi tanımalarından geçtiğine inanan müze; çocukları çok eğlenceli ve yaratıcı bir tanıma sürecine davet ediyor. Tarihöncesinden Osmanlı’ya kadar her dönemin İstanbul’u, üç boyutlu çalışmalar ve bezeme etkinlikleri ile hayat buluyor. Tarihöncesinin mağaraları, Bizans’ın mozaiklerle kaplı kiliseleri, Osmanlı’nın çini bezeli camileri çocukların hayal gücü ile birleşerek görülmemiş bir İstanbul’u yaratıyor.

Çocuklar İstanbul’un taşını, toprağını, gökyüzünü ve denizini altına dönüştürüyor.

Etkinlik başlıkları: İstanbul’un Toprağındaki Efsaneler (Her Perşembe)
İstanbul’un Denizindeki Efsaneler (Her Cuma)
İstanbul’un Gökyüzündeki Efsaneler (Her Cumartesi)
İstanbul’un Tılsımları (Her Pazar)

Hangi günler: Ağustos ve Eylül aylarında her Perşembe, Cuma, Cumartesi, Pazar
5, 6, 7, 8, 12, 13, 14, 15, 19, 20, 21, 22, 26, 27, 28, 29 Ağustos
2, 3, 4, 5, 16, 17, 18, 19, 23, 24, 25, 26, 30 Eylül


Hangi saatler: 1. Grup 10.30 – 13.30
2. Grup 14.30 – 17.30
Hangi yaşlar: 2005 – 1996 yılları arasında doğan çocuklar
Ücret: Ücretsiz!
Nasıl kayıt olunur: 0535 629 91 01 numaralı telefonumuzdan ya da info@sozdanismanlik.com adresimizden bize ulaşabilirsiniz.

05 Ağustos 2010

Dadılık ve Sibel Arna polemiği

15 haziranda Anne ve Bebişi'nin Sibel Arna üzerine Dadı ne Ayol yazısını okudum. Bahsettiği konuda düşündükçe o kadar sinirlendim ki bir süre bekleyip sakinleşmeye çalıştım, olmadı, o zaman yazayım dedim... Öncelikle bu konuyu ele aldığı için ve bu kadar güzel ve akıcı yazdığı için çok teşekkür ediyorum. Yazıyı yukarıdaki linkten okuyabilirsiniz.
Özetle; Sibel Hn. 9 aylık bebeği ile tatile çıkar, dadısını kölesi zanneder, insan yerine koymaz ve isim de vererek aşağılar...
Sinirleriniz sağlamsa yazıyı buradan okuyabilirsiniz. Kendisini entellektüel zanneden insanlık vasfını unutanlar arada bir böyle Hata(!) yaparak gerçek dünyalarını yansıtıyorlar. Bu yazı onun ayıbıdır, hatta özür niteliğinde ikinci bir yazı ile durumu kurtarmaya çalışmış, başaramamıştır. Ekşi sözlükte onlarca entry sahibi olmuş, hatta tepkiler büyüdükçe Twitter hasabını bile kapatmak zorunda kalmıştır.
Sibel Hn.'ın çocuklu tatil ile yanlız tatil arasındaki farkı anlayabilmiş olmasını umut ediyorum  çünkü annelik her alanda iki kişilik bir hayat yaşamanızı gerektirir. Artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacak. Tatil şekiliniz bile değişiyor, eskisi gibi miskin miskin hamakta kitap okuyamıyorsunuz mesela.. Daha hareketli ve çocuğunuzla bol bol oyun oynadığınız, güzel ve eğlenceli zamanlar geçiriyorsunuz. Sibel Hn. Herhalde yatıp saatlerce güneşlenebileceğini zannetmiş herhalde, çocuğuyla ilgilenen ailelerin böyle boş vakti olamadığını artık fark etmiştir herhalde.
İkinci bir konu ise dadısının insan olduğunu fark edememesi... Bu konuya fazla girmek istemiyorum. Dünya görüşü ve insana saygı kişilik problemidir. Sadece, "çevresindekilere yazık ..." demek istiyorum.

Bebekle tatil kolay değil, biz 2 aylıkken ve 10 aylıkken 2 tatil yaptık. İkincisinde bebekle arabada tek başıma yolculuk yapamayacağım için, teyzemiz de bizimle geldi. Annesi kendisini ziyarete geldiği için, ona da değişiklik olsun diye annesi, teyzemiz, ben, oğlum annemin yazlığına gittik. Günün çoğunda oğlumla ben ilgilendim. Annesi istediği gibi tatilini yaptı. Teyzemiz benim uyuduğum ya da yüzdüğüm anlarda oğlum uyanıksa oyaladı, sıra ile yemek yedik o kadar. Hepimiz birlikte tek bir aile gibi tatil yaptık. Doğrusunu böyle zannediyorum, en küçük bir rahatsızlık da duymadım. Kendisine bir kez daha teşekkür ediyorum.

Meğer Sibel Hn.'a göre ne kadar safmışız... Tatilden dönüp yazıyı okuyunca belki de bu yüzden çok sinirlendim ve tepki gösterdim. Doğru düşünebilmek için bir süre anlık sinirimin geçmesini bekledim..

Benim anlayamadığım nokta, söz konusu gazetede onca insan çalışırken hiç kimse uyarmadı mı? Kimsenin dikkatini çekmedi mi? Nasıl yayınlanmasına izin verdiler? Böyle seviyesiz bir yazıya nasıl onay aldı? Dadı kamuoyu önünde aşağılanıyor, haberi bile yok, nerede onun kişilik hakları? Koskoca gazete bu kadar bariz bir hak ihlaline nasıl izin veriyor?
Bu konu ile ilgili bir yorumu Birgün Gazetesi 'nde gördüm. Bu kadar zamandır halen tatmin edici bir cevap bulamadığım gibi , halen "mükemmel anne" edasıyla yazmaya devam ediyor.
Medya bu kadar basit bir etik sorunu kendi içinde çözemeyecek durumda mı?