30 Haziran 2010

Sanal ortamlarda gerçek kimlikler

Facebook'un bir hata sonucu (!) tüm profil bilgilerini açması ve insanların profilde kritik kişisel bilgilerini rahatça tutmaları hakkında düşünüyordum. Kişisel bilgi'den kastım ilgili kanunda geçen tanımdaki kişisel verilerdir. Yani bir ya da birkaçının birleşmesiyle tek bir kişiyi tanımlamaya yeterli bilgiler... Neden kritik? Çünkü bizi tanımlı, ulaşılabilir hatta iznimiz dışında kullanılabilir yapıyor. Kanun da bu nedenle kişisel verilerin güvenliğini korumaya çalışıyor. Peki biz kendi güvenliğimizi bu hassasiyetle koruyor muyuz? Bizim için de kanunda bahsedildiği kadar hassas bir konu mu? Kişiden kişiye değişiyor. Ama özellikle 90 öncesi ve sonrası doğanların bu konudaki hassasiyetlerinde ciddi farklar olduğunu görüyor, okuyorum. 90 sonrası sanal ortamları kendi güncel hayatları olarak gördüğü için gerçek kimliklerini ve tüm bilgilerini paylaşıyor. Bir önceki nesil ise daha ihtiyatlı ama bir taraftan da bu sosyal ortamlara katılım çabasında arada kalıyor. Henüz sosyal sitelerden edinilen bilgilerin kötüye kullanımı ile karşılaşmadık ama çok yakında o da olacak. bakın IK uzmanları özellikle Facebook ve Twitter'ı izliyor. Müstakbel çalışanlar, halihazırda çalışanların neleri beğendikleri, yaptıkları yrumları izliyor, kişiyi ona göre değerlendiriyorlar. Bu daha da yaygınlaşacak. biz iş görüşmesine gittiğimizde tüm profil bilgilerimiz ( katıldığımız gruplar, tartışmalarımız, özel fotoğraf ve yorumlarımız...) bilinir olacak.

Geçen hafta bir gazetede Cisco'ya görüşmeye giden birinin daha sonra Facebook'ta şirket hakkındaki yazdıkları nedeniyle işe alınmadığını, çalışan bazı kişilerin yorumları nedeniyle işten çıkarıldıklarını okumuştuk. En son Samsung'un Facebook kampanyası dalgaya kapılanların (!) bilgilerini toplamanın ne kadar kolay olduğunu göstermiyor mu? Peki bu bilgileri kim ne için kullanacak? Komplo teorisi gibi görünüyor ama sırf insanları eğlendirmek için bu kadar yatırım yapılmış olamaz değil mi?

Hiç yorum yok: